13 Haziran 2010 Pazar

Matematik Korkusu Büyüklerden Kaynaklanıyor

Matematik korkusunun kaynağının büyükler olduğunu düşünüyorum Sözlerimin ilk anda büyükleri suçlama gibi algılanabileceğini fakat böyle bir niyetinin olmadığını ; çünkü suçlama ile olumlu bir neticeye ulaşmamızın mümkün olmadığını çok iyi biliyorum. Düşüncelerim bir durumun tespitidir.

Aslında büyüklerin bu yanlış inancının kaynağı yıllardır uygulanan öğretimin
sonucunda oluşmuştur. Yoksa asla bir kasıt unsuru yoktur. Onlar da matematikle ilgili bu yanlış düşünceleri büyüklerinden miras olarak almışlardır. Eğer eğitimciler olarak bu yanlışları düzeltmezsek aynı zararlı ve yanlış düşünceleri çocuklarımıza ve torunlarımıza kötü bir miras olarak bırakacağız.

Bu durum giydiğimiz bir ceket, pantolon veya düğmeli bir elbisenin ilk düğmesini yanlış iliklemeye benziyor. Eğer ilk düğmeyi yanlış iliklersek diğer düğmeleri de otomatikman yanlış iliklemiş oluyoruz. Bu durumu düzeltmek için bütün düğmeleri söküp tekrar ilk düğmeyi doğru iliklememiz gerekir. Bu bize önce zaman kaybetmek gibi görülebilir . Fakat yapıldığı zaman — Bilkent Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Görevlisi Sinan SERTÖZ Hocanın deyimiyle—matematiğin aydınlık yüzüyle karşılaşacağız. Bunun sonucunda da matematiğe yeniden merhaba diyeceğiz. Bu yüzleşme ile çocuklarımızın ve torunlarımızın ‘’Matematikle Barış’’ ilan etmeleri kolaylaşacaktır.

Öğretmenlik hayatımın son 10 yılında ücretli veya ücretsiz verdiğim kursların bir çoğunda başarısız veya yetersiz olmamın nedenini şimdi daha iyi anlıyorum. Son yıllarda öğrenci velilerinden bazıları ile uyguladığımız eğitim çalışmaları ve katıldığım çeşitli kurslarda ailece yapılan eğitimlerin çok daha verimli olduğunu göstermiştir.

‘’Matematikle Barışıyorum’’ kitabımın basılmasından sonra tanıtım vesilesiyle –öğretmenler dahil—bir çok veliyle yüz yüze görüşme fırsatı buldum. Kitabı önce büyüklerin okuması gerektiğini söylediğim de ‘’Hocam, artık bizim matematikle işimiz bitti.’’ diye verdikleri tepkilerine; ‘’Öyle mi zannediyorsunuz? Çocuklarınız okula başladığında, anneciğim, babacığım şu problemi anlamadım bana yardımcı olur musun dediğin de durumunuzu görmek isterim.

O yaşta anneyi ve babayı dünyanın en bilgili insanı olarak gördüğü çağda bu cevabın çocuk üzerinde bırakacağı etkiyi hiç düşündünüz mü?’’ dediğimde o kişilerin yüzlerinde oluşan acıyı okumak hiçte zor olmuyor

Bu zamana kadar matematikle sorun yaşayan velilerle yaptığım görüşmelerde ‘’Çocuklarınızın da matematikle sizin gibi sorunlar yaşamasını ister misiniz?” diye sorduğumda bir kişi bile ‘’Evet’’ diye cevap vermedi.

Bir bilgenin yanına genç bir çocuk gelir ve ’’Ben adam olabilir miyim?’’ diye sorar. Bilge de ona adam olması için üç diploması olması gerektiğini söyler. Bu cevabı alan genç oradan ayrılır.

Yıllar sonra elinde üç diplomayla bilgenin yanına gelir. Aldığı üç diplomayı göstererek ‘’Şimdi adam olabilir miyim?’’ diye tekrar sorar. Elindeki diplomaları inceleyen bilge ‘’Hayır’’ cevabı verir. Gencin ‘’Neden?’’ sorusuna bilge adam’’İstediğim üç diploma, dedenin, babanın ve senin aldığın üç diploma olacaktı.’’ der.

Bilgenin dediği gibi çocuklarımızın ve torunlarımızın daha iyi gelişmesi bizim gelişmemizle çok yakından bağlantılıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder